ÇALIKUŞU


Feride çok yaramaz ve hınzır bir kızdır, ağaçların dalına oturup orda meyve yemeyi çok sevdiği için bir öğretmeni tarafından Çalıkuşu lakabı takılır. Feride yaz tatillerini teyzesi Besime hanımın konağında geçirir. Besime hanımın Kamuran ve Necmiye adında iki tane evladı vardır. Kamuran yakışıklı efendi delikanlı bir çocuktur.
Feride yine bir gün, konağın bahçesinde bir ağacın dalına çıkıp meyve yediği bir sırada, Kamuran ve sevgilisinin konuşmalarına şahit olur. Kendini tutamaz ve gülmeye başlar. Ağacın dalında Feride’yi gören Kamuran ve sevgilisi Neriman şaşırır ve utanırlar. Bu durum Feridenin hoşuna gider aslında. Kamuran’a karşı olan duygularının yeni yeni ortaya çıktığını fark etmiştir. Kamuran bu olayı kimseye anlatmaması için Ferideyi sıkıştırmaktadır. Daha sonra Kamuran olay gizli kalsın diye Ferideyi yatılı okulda sık sık ziyaret eder. Ona hediyeler getirir. Feride arkadaşlarına ‘Kamuranın sevgilisi diye tanıtır. Ama bu olaydaki bütün süreçte Kamuran’ın gerçek sevgilisi Nerimanın yerine kendini koyarak anlatır. Okuldaki diğer arkadaşları da Kamuran’ı Feridenin sevgilisi olarak tanırlar.
Feride Tekirdağda bulunan diğer teyzesini ziyarete gider. Teyzesinin Müjgan adında bir kızı vardır. Feride Müjgana Kamuran ve Neriman arasındaki ilişkiyi anlatırken, kendisinin Kamurana olan duygularını da katarak anlattığı için Müjgan Feridenin Kamuran’a âşık olduğunu düşünür.
Birkaç gün sonra Kamuranda teyzesini bahane ederek Tekirdağa gelir. Ama ziyaretin asıl sebebi Feride’yi görmektir. Müjgan Kamuran’a Feride ile konuşmalarından duygularından bahseder. Kamuran Ferideye evlenme teklifi eder ve nişanlanırlar.
Kamuran Avrupa’ya kâtip olarak gidecektir. Bu sürede de okulunu bitirecektir. Daha sonrada evleneceklerini düşünürler. Zaman hızlıca geçer ve düğünden birkaç gün önce konağa bir kadın gelir. Avrupa da Kamuran’ın sevgilisi olduğunu söyler bütün hayalleri başına yıkılan Feride, konağı terk eder ve maarif bakanlığından öğretmenlik yapmak için başvurur. Bursa’nın Zeyliler köyünde bir okula tayini çıkar.
Bu köy oldukça fakir bir köydür. Okul bile ahırdan dermeçatma bir yerdir. Tüm çocuklar sefalet içinde yaşayan, güneşten yanmış, esmer çocuklardır. Sadece Munuse adındaki bir kız çocuğu diğerlerinden farklı, beyaz tenli, sarışın bir kızdır. Munusenin annesi Munuse küçükken kaçmış ve Munuse üvey annesi ile birlikte kalmaktadır. Babası da fakir oldukları için Munuse’ye bakmakta zorlanır. Feride bu kızı evlatlık edinmek ister. Evlatlık olarak alır ve birlikte yaşamaya başlarlar.
Feridenin okuluna teftiş etmeye müfettiş gelir. Okulun durumunun çok kötü olduğunu görerek okulu kapatır. Munuse ve Feride Bursada başka okula giderler. Feride burada güzelliği ile dikkatleri üzerine çeker ve oradakiler Ferideye “ipek böceği” lakabını takar. Hocalardan Yusuf Efendi, Ferideye âşık olur. Bu sebeple Yusuf Efendi hasta olur. Feride bu durum çok dikkat çektiği için rahatsız olur ve tayinini ister. Tayin Çanakkale’ye çıkar. Burada da güzelliği ile dikkatleri üzerine çeken Ferideye “gülbeşeker” lakabı takılır. Bu durumdan Feride buradan da tayinini ister. İzmire gitmeye karar verir. İzmirde varlıklı ailenin çocuklarına Fransızca dersi vermeye başlar. Bu konakta kalmaya başlar.
Burada çocuklarla münasebeti arttıkça çocukların teyzelerinin Kamuranın Avrupadaki sevgilisi olduğunu öğrenir. Kaldığı konağın sahibi Ferideye karşı duygularını bastıramaz ve üstü kapalı şekilde Ferideye evlenme teklifi eder. Bundan da rahatsız olan Feride, Kuşadasına Türkçe öğretmeni olarak gider ve kısa bir süre sonra savaş çıkar. Feride hastaneye yardıma gider. Hastanede Zeyniler Köyünden tanıdığı Hayrullah Doktor vardır.
Savaş sırasında Feridenin kızı Munuse vefat eder. Feride buna çok üzülür, günlerce hasta yatar. Hayrullah Bey Feridenin babası gibi cana yakın ve yaşça büyüktür. Feridenin bu süreçte sürekli yanında olur. Daha sonralarda Feride ve Hayrullah Bey, birlikte Hayrullah Beyin Çiftliğine giderler. Bu çiftliği anaokuluna çevirirler. Feride orada ders vermeye devam eder. Fakat dedikodu çıkar. Hayrullah Bey dedikoduların önünü kesmek için Ferideyi nikâhına alır. Hayrullah Bey Feride ve Kamuran arasındaki münasebeti bildiği için Kamurana gizlice bir mektup yazar ve Ferideden Kamurana mektubu vermesini, İstanbula, akrabalarının yanına gitmesini istediğini söyler. Hayrullah’ın mektubu koyduğu kutuya Feridenin kaybettiğini sandığı günlüğü de gizlice yerleştirir. İstanbulda Feridenin teyzesi, kuzeni, Kamuran ve Kamuranın oğlu birlikte yaşar. Kamuranın eşi bir süre önce vefat etmiştir. Feride kutuyu İstanbula geldiğinde Kamurana verir ve kendisinin gittiğinde açıp okumasını ister. Ama Kamuran ve kardeşi Müjgan kutuyu Feride gitmeden açar. İçindeki mektubu ve günlüğü okuduktan sonra geri dönmek isteyen Ferideye Kamuran gitmemesi için engel olur. Mektup ve günlükten haberdar olan Kamuranın babası aziz bey Kamuran ve Feridenin aşkını öğrenir. Daha sonra Feride ve Kamuran gizlice nikâhlarını kıyarlar. Mutlu bir şekilde yaşamaya başlarlar.
Kitabın sonunda bu yaşananları anlatırken başlarında bir çalıkuşunun öttüğünü söylerler.
Hazırlayan Elif İLKAYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Deepseek ile birlikte Hızır (A.S.) ve Abdullah Öcalan arasında bir mukayese yaptık

Giriş Deepseek ile birlikte dini, siyasi, felsefi ve hukuki açıdan Abdullah Öcalan ile Hızır (A.S.) arasında benzerlik ve farklılıklar üzeri...